ASANA

Yoga fiziksel pozlarına Asana adı verilir. Yoga’da Asana çalışması koordine edilmiş beden pozları ve nefes tekniklerinin, fizik beden, zihinsel yapı ve ruh varlığı üzerindeki tesirlerinin belirli konsantrasyonlar ile deneyimlenmesidir.

 

Yoga bilimi insan varlığını en basit anlamda üç boyutta inceler bunlar; fizik, zihin ve ruh planlarımızdır. Yoga üç planın en dengeli şekilde uyumluluğunu temin eder, tüm Asanaların temel amacı bu olgularımızın evrenle uyum içerisinde dengelenebilmesi, böylece de varlığımızın yüceltilmesidir.

Yoga çalışmalarında Asana’ların çok önemli değerleri olan zihinsel ve süptil planlar atlanmamalı ve yalnızca bir nefes veya beden tekniği olarak çalışmalar yapılmamalıdır. Buradaki açıklamalar ve merkezimizde uygulamakta olduğumuz çalışma yöntemimiz geleneksel bilgiye uygun olarak Asana’nın tüm değerlerinin algılanışı ve ondan her planda yararlanmak üzerine kurulmuştur.

Yoga çalışmalarında Asanalar, esnetme ve güçlendirme egzersizleri ile beden nazikçe esnetilir ve gevşetilir, esneklik artar, eklemlerin ve kasların sertliği, gerginliği azaltılır. Eklemlerin ve tüm bedenin gücü ve dayanıklığı artar. Fizik planda her bir asana kendi grubuna göre bedenimizi mükemmel şekilde dengeler, esnetir ve açar. Katı ve sert haldeki kas yapıları gerektiği zaman sertleşecek şekilde uzun ve esnek hale gelir. Yoga çalışmaları bir zayıflama yöntemi olmamakla beraber elbetteki vücudumuzun bu şekilde uyarılması onun gereksiz dokulardan kurtulmasını ve böylece mükemmel bir şekle girmesini temin eder.

Yoga asanaları ve uygulanış tarzı sportif hareketler değildir. Yapmak istediğiniz yalnızca beden hareketleri ise buna uygun pek çok jimnastik ve sportif faaliyetten birini tercih edebilirsiniz. Yoga’nın ciddi bir felsefi temele dayanan ruhsal bir çalışma olduğunu hep hatırınızda tutunuz.

Her bir Asana, Mudra ve arınma (Kriya) kendi içerisinde belirli bedensel ve zihinsel şifa gücüne sahiptir. Her asana varlığımızda mevcut olan bir veya birkaç Chakrayı ve Nadilerimizi uyarır, besler, dengeler. Bu durum asananın süptil plandaki değerlerinden biridir. Yoga Asana’larının süptil beden üzerindeki etki ve faydalarını muhakkak çalışmalarımız sırasında bilmeli ve gerekli konsantrasyonu da yaparak çalışmamızı kuvvetlendirmeliyiz. Süptil beden, Chakra ve nadilerimiz ile ilgili geniş bilgiyi sitemizde ilgili sayfalarda bulabilirsiniz.

Asana’ların diğer bir özelliği ise varlıksal yapımızın her planını dengelemesidir, özellikle fizik ve zihin yapımız mükemmelce dengelenecektir. Konsantrasyon ve farkındalık kabiliyetimiz en iyi şekilde artacaktır.

Değişik uygulamalar ve varyasyonları ile pek çok asana bulunmaktadır. Bunlardan bazıları temel pozlardır. Her okul ve sistemi hatta aynı sistemin değişik hocaları tarafından uygulamanın değişik yorumlandığı görülür ancak temel duruş ve amaç asla değişmemektedir.

Asana’lara genellikle basit pozlardan başlanarak geliştirilmeli, uygulama sırasında kişi ne kendisi ne de başkaları ile yarış içinde olmamalıdır. Asana sizin kişisel dostunuzdur, o başkalarına gösteriş yapmak için kullanacağınız bir araç değildir. Bu şekildeki uygulama Yoga’nın etiğine aykırıdır.

Tüm bu bilgiler ışığında Yoga ile evrensel yapının tüm birimleri ile mutlu ve ahenk dolu bir yaşam sizin olacaktır. Yoga çalışmalarına her zaman bir öğretmen nezaretinde başlamak ve iyice öğrenene kadar da bu şekilde devam etmenizi öneririz. Sebatlı ve yoğun bir çalışma ile çok kısa zamanda ne kadar ilelediğinizi görmek, üstelik bunları her alanda hissederek kendince ispatlamak sizi daha çok ve disiplinli çalışma yönünde motive edecektir.

Yoga ile sağlıklı bir yaşamda bazı önemli noktalar

1. Doğru Bilgi:

Ne yazık ki, geleneksel Yoga teknikleri hakkında doğru bilgilerin verildiği çalışmaların olduğu merkezler sık bulunmamaktadır. Pek çok kişi profesyonel Yoga öğreticiliğini hiçbir bilimsel bilgisi bulunmadan yapmaktadır. Bu tarz çalışmalarda genellikle gereğinin çok üstünde olan bedensel pozlar hiçbir bilgisi olmayan öğrenciye övünçle gösterilir ve onun da yapması istenir. Bu sebeple başlangıçta olan bir Yoga öğrencisi ezici ve ağır çalışmaların hiçbir temele dayandırılmadan anlatıldığı ortamlardan uzakta durmalıdır. Yoga çalışmaları özellikle Asana’lar kitaptan öğrenilmek yerine ehil bir hocayla çalışılmalı daha sonra literatürle desteklenmelidir.

2- Kişinin Fiziksel Durumu:

Bir kişinin sağlığı yerinde iken Yoga tekniklerini öğrenmesi ve onları çalışması tavsiye edilir. Bir kere Yoga teknikleri üzerinde hakimiyet temin edildikten sonra sağlığın korunması ve kontrolü devam edecektir. Yalnızca belirli rahatsızlıklar olduktan sonra Yoga tekniklerini iyileştirici olarak uygulamak yerine onları günlük yaşam içerisine yerleştirip faydalarını görmek yerinde olur.
Tüm uygulamalar, en iyi şekilde öğrenilmeli ve bedene zarar vermeyecek doğrulukta uygulanmalıdır. Bilinçsizce yapılan ve yüzeysel bilgilere dayanan Yoga çalışmaları sağlık üzerinde olumsuz etkileri olacaktır. Yoga tekniklerinin yanlış ve bilinçsizce uygulanması ile beyin, omurilik, ciğerler ve hatta kalp zarar görebilir. Nekahat dönemindeki zayıf bünyeli kişiler uygulamalar sırasında dikkatli olmalı ve muhakkak doktorlarının olurunu almalıdır.
Tüm sporcular için Yoga tekniklerinin faydalı etkileri olduğu bilinir, hatta pek çok olimpiyat takımı hazırlıklarında Yoga uygulamalarına yer verirler.

Öte yandan daha ziyade oturarak çalışma durumunda olan kişiler için Yoga kolaylıkla uygulayabilecekleri bedensel aktiviteleri de içerir.

3- Beslenme:

Yoga çalışmaları hiçbir zaman dolu mideyle yapılmamalıdır. Eğer mide doluysa,  1,5 – 3 saat süre ile sindirimin bitmesi beklenmelidir. Yoga diyeti doyurucu ancak basit olmalıdır. Asla gereğinden fazla yemek yenmemelidir. Çok acılı veya baharatlı yiyecekler tercih edilmemelidir. Yoga sistemi vejetaryen beslenmeyi öngörse de Yoga tekniklerinin uygulanmasında katı vejetaryenlik yapmamak tekniklerde ilerlemeye engel değildir. Kişi bedeninin ihtiyacından fazla yemediği müddetçe yedikleri başlangıçta bulunan uygulayıcı için çok önemli değildir. Vejetaryenlik kişisel bir tercihtir.

4- Yaş ve Cinsiyet:

Genellikle yaş ve cinsiyetin Yoga tekniklerinin uygulanmasında bir sınırı bulunmamaktadır. Elbette ki bu her tekniğin, her kişiye uygun olduğu anlamına gelmez. Mesela çok genç ve çok yaşlılar, ileri derecedeki tekniklerden uzak durmalıdırlar. Kadınlar adetlerinin ilk günlerinde ve hamileliğin ileri dönemlerinde hafif ve mental çalışmaları tercih etmelidir. Ama bazı Yoga pozları yukarıda belirtilen özel dönemler için de geçerlidir. Çocuklar, Yoga çalışmalarına altı yaşından itibaren başlayabilir. Ancak Yogik nefes teknikleri (Pranayama) oniki yaşından sonra uygulanmalıdır. Yoga tekniklerinde bir üst yaş sınırı yoktur. Kişi Yoga üzerinde tam hakimiyetini sağladığında eğer elverirse son gününe kadar asanalarını yapabilir.

5- Yer ve çevre:

Yoga tekniklerinin çalışıldığı yer eğer kapalı bir ortam ise, yeteri kadar ışığı olan iyi havalandırılmış bir yer tercih edilmelidir. Yoga çalışmaları, rahatsız edilinmediği sürece dışarıda da rahatlıkla yapılabilir. Çevrenin gürültülü olmamasına özen gösterilmelidir. Bu çalışmalar ferden veya gruplar halinde yapılabilir. Açık havada gruplar halinde yapılan çalışmalarda çok soğuktan, sert rüzgarlardan ve sıcak direkt güneşten kaçınılmalıdır. Açık hava çalışmalarında yerin nemli veya ıslak olmamasına düz ve engebesiz bulunmasına bir tarafa meyilli olmamasına dikkat edilir.

6- Zaman:

Devamlılığın temini açısından sabah saatleri tercih edilebilir. Ancak bazı tecrübeler ile ve özellikle yeni başlayanların akşam çalışmalarında daha rahat ettikleri görülmüştür. Bazıları hem sabah hem de akşam çalışmaktadırlar. Bu olabilir, ancak şart değildir. Kişi kendine en uygun zaman veya zamanları seçmelidir.

7- Uygulama periyodu:

Çok yoğun çalışma hayatı ve çevrenin etkileri kişinin uygulama düzenini bozabilir. Her ne olursa olsun, Yoga ile tanışmış ve onu benimsemiş bir kişinin günlük çalışmalarından vazgeçmemesi gerekir. Yine de bir iki günlük veya bir haftalık atlamalar zarar vermez, ancak bu atlamalar daha sonraki düzenli çalışma sistemi ile giderilmelidir. Belirli bir gelişim için sık düzensizlikler yapılmamalıdır.

8- Giyim:

Serin iklimlerde giyim vücut bölümlerinin hareketini engellemeyecek şekilde olmalıdır. Yoga çalışmaları sırasında gerek kadın ve gerekse erkekler iklim koşullarına ve sosyal adet ve alışkanlıklara uygun olmak şartıyla mümkün olduğu kadar az, bol ve sentetik olmayan temiz ve basit kıyafetleri tercih etmelidir.

9- Örtü veya yoga mat:

Yoga çalışmaları genellikle örtülmemiş bir zeminde yapılmaz. Bu örtü gerek uzun meditasyonlar sırasında ve gerekse bedensel tekniklerin uygulanmasında bedenin rahat etmesini temin edecek kalınlıkta ve genellikle kişinin boyuna uygun olmalıdır. Örtü temiz tutulmalı ve sık sık yıkanmalıdır. Çok kalın ve çok yumuşak bir örtü tercih edilmez. Yoga çalışmaları için yoga mat alabilir ve kullanabilirsiniz.

10- Bazı ipuçları:

Yoga Asana’ları asla belirli yöntemlerle yapılmış ısınma hareketlerinden önce uygulanmamalıdır. Ani, hızlı ve çok sert uygulamalara yer verilmemeli her zaman hafif ve yumuşak bir tavır sergilenmelidir. Yoga hareketleri hiçbir zaman acele ile uygulanmaz. Bir Yoga uygulayıcısı her zaman yumuşak, rahat, ağır ve nazik davranışlar içerisinde bulunmalı ve bedenine önem vermelidir. Kaslar yumuşatılmalı, açılmalı ve rahatlamalıdır. Çalışmanın başı, ortası ve sonu her zaman aynı sükunetle ve huzur içinde devam ettirilmelidir.
Çalışmalara uzun süre ara verilmesi veya hastalıklardan sonra yeniden başlanılan çalışmalarda her zaman hafif teknikler tercih edilmelidir.
Uygulanan tekniğin müddeti kişinin kendi kapasitesine uygun olmalı ve sonrasında yorgunluk, bitkinlik hissedilmemelidir.

 

Pranamaya

Pranayama genellikle nefes tekniği veya nefes kontrolü olarak adlandırılır ancak bu çok sınırlı bir yaklaşım olur. Elbette Yoga çalışmalarında nefes teknikleri kullanılır ancak terimi daha iyi anlamaya çalışmak gerekir.

Sanskritçe “Pranayama” kelimesi basitçe yaşam enerjisi Prana’nın alanının genişletilmesi olarak anlamlandırılabilir. Prana hareketli ve hareketsiz tüm varlıklarda bulunan enerjidir. Pranayama teknikleri yaşam enerjisini normal sınırlanırının ötesine taşıyarak bireyi daha yüksek enerji boyutlarına ve bunların farkındalığına yönlendirme üzerine tasarlanmıştır.

 

Egzersiz, iş yaşamı, uyku, beslenme, cinsellik, duygu ve düşünceler Prana akımlarını etkiler. Yaşam tarzındaki yanlışlıklar, yanlış beslenme ve stress prana akımını kötü yönde etkiler ve kimi zaman belirli bölgelerde tıkanmalara sebep olur. Yaşam enerjisindeki bu düzensizlikler bazı uvuz ve organların zamanla canlılığını yitirmesine ve rahatsızlanmasına sebep olur. Pranayama teknikleri bu durumu tersine çevirerek enerjiyi dengeler ve enerjiyi artırır.

Pranayama çalışmaları suptil beden’deki prana akımılarını yönlendirir ve nadilerdeki tıkanıklıkları yok ederek daha verimli prana alımına ve akışına yardımcı olur. Aynı zamanda düşünce akışı kontrol altına alınırak, sakinleşen zihin sayesinde Prana, nadi ve chakralarda özgürce akarak ileri bilinç hallerine ulaşmada önemli bir yardımcı olur.

Pranayama ve Nefes

Tüm yaşam fonksiyonlarını Prana yönetir. Nefes ise bu fonksiyonlardan yanlızca bir tanesidir. Aslında Prana nefesten ve oksijenden daha süptil bir enerjidir. Nefes bilinç ile kontrol edilebilirken aynı zamanda bilinçsizken de fonksiyonuna devam edebilen bir işlem olduğu için Pranayama çalışmalarında nefes tercih edilir. Bu özelliği dışında bilinçli zihinle ve bilinçaltıyla doğrudan ilişki içinde oluşu yogiler tarafından gözlenmiş ve nefes üzerinde yapılan deneyler yoga’nın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.

Nefes insan varoluşunun tüm boyutlarıyla doğrudan ilişkili bir fonksiyondur. Tüm hücrelerin, beyinin, salgı bezlerinin, kasların ve zihinin işleyişlerini doğrudan etkiler. Ancak malesef çoğu insan ciğer kapasitesinin yanlızca çok küçük bir kısmını kullanarak yanlış nefes alır. Aldıkları nefes çoğunlukla sığ ve beden sağlığını korumak için gereken yeterli oksijen ve pranadan mahrum durumdadır. Düzensiz nefes beyin ritmini bozarak fiziksel, zihinsel ve duygusal bozukluklara sebep olur. Bu durum içsel çatışmalara, dengesiz kişiliğe, sağlıksız bir yaşam tarzına ve hastalıklara sebep olur.

Pranayama bu negatif döngüyü kırarak düzenli nefes döngüsü ve nefes üzerinde kontrol sağlar. Dolayısyla hem beden hem de zihinin doğal, sağlıklı ve rahat ritimlerine dönmelerini sağlar.

Hayat kalitesi ve süresi de nefes ritmiyle doğrudan ilişkilidir. Yavaş nefes ritmi kalbi güçlendirip bedene daha iyi beslenme sağlar ve ömrü uzatır. Derin nefes ise daha fazla enerji alınımını, dinamizmin artmasını ve genel sağlığın artmasına katkıda bulunur.

Pranayama Çalışmaları ile;

  • Zihinsel ve fiziksel rahatlama sağlanır.
  • Solunum ritmi düzenlenir, yavaşlar ve derinleşir.
  • Doğru diyafram ve ciğer kullanımına kavuşulur.
  • Beyin en verimli şekilde çalışmaya başlar.
  • Sindirim ve sinir sistemlerinin sağlığı iyileşir.
  • Metabolik düzen dengelenir.
  • Başta göğüs ve karın bölgesi olmak üzere tüm organların sağlığı iyileşir.
  • Vücudun iyileşme kapasitesi artar. Birçok genel rahatsızlığın idaresi ve giderilmesi sağlanır.
  • Vücuda ekstra oksijen sağlanır ve birikmiş karbondiyoksit atılır. Dolayısyla kan toksinlerden arınır.
  • Kan dolaşımı ve oksijen alımı dengelenir.
  • Kalp ritmi ve tansiyon düzenlenir.
  • Uyku bozuklukları giderilir.
  • İştah dengelenir.
  • Huzur, berraklık ve konsantrasyon artar.
  • Meditasyon haline geçmek kolaylaşır.

Majör depresyon, yüksek tansiyon, kalp hastalığı, astım, bronşit, epilepsi, gastrik ülser ve vertigo gibi rahatsızlıklarda lütfen çalışmalara katılmadan önce doktorunuzun olurunu alınız.

Prana

Üstad Swami Vivekananda, Patanjali’nin Yoga Sutralarında verilen Pranayama bilgisini şöyle yorumlar;

‟Kullanılan terim Prana’dır, Prana salt nefes demek değildir… Bu, evrende mevcut olan enerjiye verilen isimdir. Evrende görülen her şey, her oluş, Prana’nın tezahürüdür. Evrende tezahür eden enerjinin bütününe Prana adı verilir.

Bir siklus (dönem) başlamadan önce Prana atıldır, siklus başlayınca Prana tezahür etmeye başlar. İnsanlar da, hayvanlar da, varolan her şey de bu Prana’dır, buna düşünce vs. gibi enerjiler de dahildir. Evren tümüyle bir Prana ve Akaşa kombinasyonudur. İnsan bedeni için de durum aynıdır, hissettiğimiz ve gördüğümüz herşey için gerekli çeşitli malzemeyi akaşa, çeşitli güçleri de Prana sağlar.

Nefes yoluyla pranayı alış-veriş Pranayama’dır. Yoga felsefesinin babası Patanjali, Pranayama hakkında ayrıntılı bilgi olarak vermemektedir, ama daha sonraları başka yogiler  konu üzerinde gelişmeler kaydetmişler buluntularını bilimsel hale getirmişlerdir.

Patanjali, Pranayamayı bir yöntem olarak kabul etmekle birlikte buna takılıp kalmamıştır, söylemek istediği sadece şudur; “ Nefesle havayı dışarı atın, sonra ciğerlerinize çekip bir müddet tutun, böyle yapınca varlığınız biraz daha sakinleşecektir.” bu bilgi ile başlayan akım daha sonra Pranayama adı ile başlı başına bir bilim olmuştur…”

Kısacası Prana yalnızca nefes demek değildir. Prana solunum hareketine neden olan güçtür, nefesteki canlılıktır. Öte yandan Prana sözcüğü bütün duyulara da uygulanabilmektedir. Bunlara Pranalar denir, zihin de Prana diye adlandırılabilir ve böylece de Prana’nın bir güç olduğu anlaşılır.

Ancak biz yine de onu salt güç diye adlandırmamalıyız, çünkü güç sadece onun bir tezahürüdür. Güç halinde ve de harekete ilişkin olarak mevcut bulunan her şey halinde tezahür eden bir şeydir o.

Chitta yani zihinsel muhteva, çevresinden Prana’yı çekip alan ve onu çeşitli yaşamsal güçler, düşünce, irade  ve başka kudretler hailen dönüştüren bir pompadır.

Uygun nefes yöntemleri ile, bedenin çeşitli davranışları ile onun içinde gelişen sinirsel akımları kontrolümüz altına alabiliriz .

Onun için önce bunların kimliklerini saptamamız, sonra da kontrolumuz altına almamız gerekir.

Pranayama ve Değişim

Yoga’nın bedeni değişime uğrattığı bilinmektedir. Yoga çalışmalarını yaptıkça, beden daha önceki halinden çok ilerde olacaktır. Bu akla yatkın bir görüştür, her yeni düşüncenin beynimizde kendine yeni bir yol hazırladığını ifade eden olgu yardımıyla açıklanabilir.

İnsan doğasının korkunç muhafazakalığı işte buradan kaynaklanmaktadır. İnsan doğası, daha önceden oluşmuş tekerlek izlerini takip etmeye bayılır, çünkü bu, yeni bir yol döşemekten daha kolay bir şeydir.

Varlığı bir iğne, beyin maddesini de yumuşak bir kitle gibi düşünelim. Sahip olduğumuz düşüncelerden her biri beyinde kendisine yeni bir yol çizmektedir; eğer beyinin gri maddesi bu yolu bir sıva ile kapamasaydı – ki, yol korunmakta ve izole edilmektedir – yol hemen kapanırdı. Eğer gri madde olmasaydı, hafıza diye bir şey de olmazdı, çünkü hafıza terimiyle, düşünceye bir anlamda bir akış kanalı çizmek suretiyle eski yolları yeniden baştan başa dolaşma yeteneği hissedilmektedir.

Konuşurken herkesin bildiği birkaç fikri tekrarlayıp durmakla, onları bir iki farklı kombinasyon içinde ifade etmekle yetinildiğini gözlemlemişsinizdir. Bunlar anlaşılması kolay şeylerdir, çünkü bunların yolları herkesin beyninde daha önceden inşa edilmiştir. Şöyle bir anmak bile yeterli olmaktadır. Yeni bir konu meydana geldiğinde ise, yeni bir konunun hemen benimsenmeyişinin nedeni budur. Bunun içindir ki beyin, yeni fikirlerin kendisini etki altına almasına bilinçsizce karşı koyar.

Prana yeni yollar döşemeye çalışırken beyin ona engel olmaya çabalar. Muhafazakarlığın sırrı budur. Beyindeki yollar ne kadar az ise, prananın iğnesi o kadar az yol açmış demektir ve beyin de aksine o kadar çok muhafazakardır ve yeni fikirlerle çok savaşacak demektir.

İnsan ne kadar çok aklı başındaysa ve düşünceliyse varlığındaki yol şebekesi de aynı şekilde yoğun olacaktır ve yeni fikirleri o derece kolaylıkla kabul edecek ve anlayacaktır.

Her fikir için durum aynıdır. Beynimize yeni bir damga vurmakta, yeni yollar oluşturmaktayız. Yoga çalışmasının başlangıcında çok büyük bir fizik dirençle karşılaşılmasının nedeni de budur.

İçinde yaşamakta olduğumuz şu dünyanın tarifini hatırlamanız gerekir; dünya, bilinç planı üzerine yansıtılmış Sonsuz Yaşam’dan başka bir şey değildir. Sonsuz’un birazı bilince yansıtılmıştır ve biz de buna dünyamız diyoruz. Demek ki ötelerde bir sonsuz mevcuttur… Bu sonsuzu konu edinen felsefeler bize tamamen yeni bir şeymiş gibi gelir. Onunla ilgili olarak oluşturduğumuz fikirler beynimize yeni yollar inşa etmek zorundadır. Bunlar tüm dengemizi altüst edebilir çünkü muhafazakar benliğimiz ortaya çıkar. Bunun içindir ki yoga çalışmalarının başlangıcında, sıradan insanlar, üzerlerinde yürümeye çalıştıkları patikalardan çekilip alınmaktadırlar, Bu allak bullak oluşları mümkün mertebe hafifletmek üzere Patanjali pek çok metod öne sürmüştür; bunların bize en uygun olanını seçip uygulamak yine bize bırakılmıştır.

Meditasyon

Genel olarak Meditasyon Teknikleri zihini yatıştırır, rahatlatır. Kaygı ve stress seviyesini düşürür. Beyin ve sinir sistemi rahatlar. Konsantrasyon ve farkındalık artırılır. Olumsuz duygular ve düşüceler zamanla olumlu kalıplara dönüştürülerek içsel huzur artar.

Elbetteki meditasyon ile ilgili tüm bilgilerin tek bir metine sığdırılması mümkün değil. Amacımız herhangi bir baskın bilginin etkisinde kalmadan tüm değerlere açık ve her birine aynı mesafede olarak meditasyon teknikleri hakkında basit ama uygulanabilir bilgiler vermektir. Burada okuyacağınız bilgiler herhangi bir oluşum veya grubun ilkelerinin yansıtılması veya yalnızca belirli bir yolun tanıtılmasını içermez. Tüm bilgiler genel olarak meditasyon çalışmalarını olabildiğince geniş kapsamlı olarak herkese ulaştırmaya yöneliktir. İnsanoğlu seçme yasasına tabi bir ruh varlığı olduğuna göre tüm bilgileri incelemeli ve bunların içinden kendisine en uygun yolu araştırarak bulabilmelidir.

 

Meditasyon, tüm felsefi yolların kullandığı bir çalışma yöntemidir. Dinlerdeki bazı yöntemlerin meditasyon olduğu bir gerçektir. Burada okuyacağınız bilgiler herhangi bir dinsel bağ içermez. Tüm inanç sistemlerine saygı ile yaklaşırız. Hiç birinin bir bölümünü veya tamamını reddetme, yargılama veya kötülemeye kimsenin hakkı yoktur, bu sayfa meditasyon hakkında dünyaca kabul edilmiş çeşitli bilgileri sunmaktadır.

Meditasyon Yoga’nın ayrılmaz bir parçasıdır. Meditasyon kişisel bir ruhsal gelişim çalışması olduğuna göre etki ve faydaları kişiye göre değişir ancak bu meditasyon üzerine bazı genellemeler yapılmasını engellemez.

Meditasyon, duyulardan kaynaklanan düşüncelerin artık söz konusu olmadığı bir bilinç durumudur. Bu durumda zihinde, bir amaca yönelik olarak sürekli bir akım meydana gelir ve tek bir dalga oluşur. Meditasyon, düşüncenin konsantrasyon konusunda doğru ve düzenli akışıdır. Konsantrasyonun hemen arkasından ortaya çıkan haldir. Yogik skalada yedinci dereceye ulaşmadır. Meditasyon, insanı yaşarken ölümsüzlüğe, yani ebedi mutluluğa ulaştıran bir araçtır. Bu ebedi mutluluk tam anlamı ile ruhsal özgürlük halidir ki; bu hale ulaşan varlık için artık süphe, kuruntu ve dünyasal dertler ortadan kalkmıştır. Bu duruma ulaşmış kişinin karması ile tüm bağları tek tek kopar.

Meditasyon, öz benliğin gıdasıdır. Bedensel varlığımızın günün belirli saatlerinde maddi gıdaya ihtiyacı olduğu gibi ruhsal varlığımızın da günün belirli saatlerinde bu ruhsal gıdaya ihtiyacı vardır. Düzenli uygulanan bir meditasyon çalışması, insana sezgisel bilgi yolunu açar, zihin sakin ve istikrarlı bir hal alır. Kozmik bilinç ile birleşme yüce hali içerisinde, evrensel bilgi  ile bağlantı kurulur. Gerçek huzura kavuşmanın yolu meditasyondur. Gerçekte meditasyon sırasında zihnini kontrol altına alamış bir kişi öz benliğine ait bilgiye ulaşır. Meditasyonun vermiş olduğu huzur ve sükuneti tatmamış bir kişinin mutluluğu eksik kalmış sayılır. Meditasyonun ateşi, her türlü alt seviye dürtülerini  yok edip; insanı, doğrudan doğruya sonsuz özgürlüğü getirecek öze sahip yüce bilgiye ulaştıracaktır.

Aşramımızda halen Trataka, Antar Mouna, Chakra, Yoga Nidra ve Cyclic Meditasyonçalışmaları bulunmaktadır. Teknikler ile ilgili detaylı bilgiyi sayfalarında bulabilirsiniz.

Meditasyon için önerilen şartlar:
  • Her gün düzenli olarak belirli saatlerde disiplinli bir şekilde çalışılmalıdır.
  • En uygun zaman 03.30-05.30 arasıdır.
  • Meditasyon için, sessiz, temiz havalı sade bir ortam hazırlanmalıdır.
  • Temizlenmiş, arınmış bir beden şarttır.
  • Belli bir yer seçilmeli ve genellikle aynı yerde yapılmalıdır.
Meditasyon çeşitleri:

Daha sayısız tekniği eklemek mümkün olmakla beraber en sık rastlanan meditasyon şekilleri şunlardır;

  • Anlık tecrübelere yönelik farkındalık meditasyonu
  • Belli bir objeye konsantre olarak yapılan meditasyon
  • Raja Yoga meditasyonu
  • Laya yoga meditasyonu
  • Mantra (ezoterik ses tınısı) ile yapılan meditasyon
  • Yantra (Ezoterik diagramlar) ile yapılan meditasyon
  • Çakra meditasyonu
  • Tantrik (Maithuna) meditasyonu
  • Ses, müzik, tını meditasyonu
  • Dinamik meditasyonlar
  • Mandala meditasyonu
Meditasyonda fiziksel bazı engeller:
  • Sabit oturamamak
  • Disipline olamamak
  • Bedene aşırı bağımlılık
  • Maddeye aşırı bağımlılık
  • Çeşitli hastalıklar
  • Tartışmacı kişilik
  • Elverişsiz çevre
  • Bazı arkadaşlar
  • Egoizm
  • Aşırı cinsel vb. dürtüler, zaaflar
  • Oburluk
  • Açlık
  • Düzensizlik
  • Gereksiz el, kol hareketleri
  • Uygulama kurallarına uymamak
  • Çok konuşma, dile hakim olamamak
  • Sosyal statü
  • Alkol, sigara, her türlü uyuşturucu veya uyarıcılar
Meditasyonda zihinsel engeller:
  • Öfke
  • Kötümserlik
  • Şüphecilik
  • Rüyalar
  • Korkular
  • Kararsızlık, sebatsızlık
  • Bilinçaltı etkileri
  • Hüzün
  • Kindarlık
  • Sabırsızlık
  • Kıskançlık
  • Hatıralar
  • Zihinsel tartışmalar
  • Önyargılar
  • Hoşgörüsüzlük
  • Bağnaz inançlar

Sonuç olarak denebilir ki;
Meditaston varlığı huzura ulaştıran en güzel yoldur, çünkü kişi hiç bir dış etki olmaksızın, huzuru bizzat tadar ve yaşar. Tüm dünyasal dert, stres, acı sebeplerinin kaynağına ulaşılarak onları yok eder. İnsana herşeyi görmeyi öğretir; evrenle bütün olma duygusunu verir. Meditasyon, zihin kapısını sezgisel bilgiye açar, saklı olan birçok kişisel gücün ortaya çıkmasına zemin hazırlar.

*Blog postlarını kaynak göstererek  kendi blogunuzda paylaşabilirsiniz.

Minikyogees Tüm Blog Yazıları